Labirent: Ölümcül Kaçış - James Dashner

Labirent: Ölümcül Kaçış - James Dashner Kitap Yorumu

    Herkese merhaba. Kitap Mevsimi bloguma hoş geldiniz. Ben Can. Üçüncü kitap yorumum ile karşınızdayım. Bu gün günlerden Labirent; Ölümcül Kaçış. Bu kitap James Dashner'ın dünyaca ünlü serisi olan Labirent serisinin ilk kitabı. Aynı zamanda kendisi okuduğum ilk seri.

    Nasılsınız? İyi  misiniz? Ben iyiyim. Yeni bir kitap bitirdim. Hepinizin yakından tanıdığı The 100 serisinin ilk kitabı. Kitap iyiydi. Yani bir tanışma kitabı olarak çok iyiydi. İkinci kitabı ne zaman alırım bilmiyorum fakat gerçekten merak ediyorum. Çünkü çok merak uyandıran bir yerde bitmişti. Umarım en yakın zamanda alırım. Golem ve Cin henüz gelmedi. Sanırım yarın gelecek. Gelir gelmez de okumaya başlayacağım. Golem ve Cin okuduğum en uzun roman olacak. Ve okuduğum 12. roman olarak kitaplığıma yerleştireceğim. O zaman kitaba geçelim.

Kitap Adı: Labirent: Ölümcül Kaçış

Özgün adı: The Maze Runner

Yazar Adı: James Dashner

Çevirmen Adı: Gizem Yeşildal

Sayfa Sayısı: 408

Fiyatı: 25 TL

Puanım: 4/5

Arka Kapak Yazısı: 

      Hatırla. Hayatta kal. Koş.

Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir.
Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur.
Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli, devasa taş duvarlarla çevrili geniş bir alanda ve burada yaşayan çocukların arasında bulur.
Tıpkı Thomas gibi Kayranlılar da oraya neden ve nasıl geldiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri çevrelerini saran labirente çıkan
taş kapıların her sabah açılıp her akşam kapandığı ve her otuz günde bir aralarına yeni bir çocuk katıldığıdır. Kimse Kayran’da kalmak istemese de kurtulmak imkânsız görünmektedir. Yine de Thomas’ın içinde bir his, çıkış yolu bulabileceğini söylemektedir. Ama bunun için zihninin derinlerinde yatan sırları açığa çıkararak labirentin gizemini çözmesi gerekecektir.

“Açlık Oyunları gibi distopik hikâyeleri sevenler Thomas’la birlikte Kayran’da maceraya sürüklenecekler.”
—School Library Journal

“Dashner gizemli, kışkırtıcı, yaratıcı ve sürükleyici bir romanla karşımızda.” —Barnes&Noble

“Akıcı anlatımı, akla gelen sayısız soruyu adım adım cevaplaması ve bitmek bilmeyen gerilimiyle Dashner’ın sürükleyici macerası kaçınılmaz sona doğru ilerlerken sizi merak içinde bırakacak.” 
—Publishers Weekly

“Dashner hikâyeyi ustalıkla kaleme alarak inanılmazı gerçekçi kılmayı başarıyor. Elinizden bırakamayacak ve devamında neler olduğunu öğrenmek için sabırsızlanacaksınız.” —Kirkus Reviews

“Sayfalar boyunca bir tehlikeden diğerine sürüklenirken kitabı elinizden bırakamayacaksınız.” 
—Kiss The Book

Bir önceki yorumladığım kitap olan Uçurtma Avcısının yorumuna buradan ulaşabilirsiniz.

    Labirent serisi benim okuduğum ilk seri ve seri okumaya böylesine güzel bir kitaptan başladığım için gerçekten çok mutluyum. Herkesin beğendiği gibi ben de kitaba bayıldım. Hatta James Dashner'ı favori yazarlarıma ekledim.  

    Kitap, baş karakterimiz Thomas'ın büyük bir asansörde uyanmasıyla başlıyor. Thomas adı hariç hiç bir şey hatırlamıyordur. Ve asansörün kapısı açıldığında kendisiyle aynı kaderi paylaşan yüzlerce çocukla karşılaşır.

    Thomas ilk başta neler olduğunu, nerede olduğunu, kim olduğunu ve yanındaki çocukların kim olduğunu bilmemektedir. Fakat daha sonra grubun yöneticileri ona Kayranı anlatır. Bunlar tabiki de Newt ve Alby. Kayran denen yer ise Thomas'ın uyandığı yer. Burası dört tarafı devasa taşlarla çevrilmiş büyük bir alan. Her bir taşın ortasında ise sabah açılıp akşam kapanan dört büyük kapı vardır. Burada işe koşucular giriyor.

    Koşucular denen grup, her gün kapılar açıldığında kapılardan çıkarak kayranın etrafındaki devasa labirentte çıkış yolu arıyorlardır. Fakat 3 yıl boyunca kendilerini oradan çıkarmayı başaran bir şey bulamamışlardır. Çünkü her gün kapılar kapandıktan sonra Kayran'ın dışındaki labirenti oluşturan duvarlar yer değiştirerek yeni bir labirent oluştururlar. 

    Thomas baştan

beri koşucu olmayı istemektedir. Nedenini kendisi bile bilmese de bu isteğinden vazgeçmeyecektir. Ve Thomas'ın gelmesinden bir gün geçtikten sonra asansörün sesini duyarlar. Bunun bir anlamı vardır. Yeni bir kişi daha Kayran'a geliyordur. Fakat bu imkansızdır çünkü Kayran'a sadece ayda bir yeni çaylak (yeni gelen kişiye denir) gelmektedir ve daha dün Thomas gelmiştir. Yani yeni çaylağın gelmesine daha 29 gün vardır. Herkes merak içinde asansörün etrafında toplanırlar ve nihayet kapı açılır. İçerideki kişiyi gördüklerinde hepsinin üzerine yeni bir şok dalgası yayılır. Gelen yeni çaylak bir kızdır.

    Bu hepsini şoka uğratır çünkü kayranda yüzlerce kişi vardır ama hepsi erkektir. Yeni çaylağın, son gelen kişiden, yani Thomas'dan bir gün sonra gelmesi, bunun bir kız olması ve elindeki kağıtta Thomas'ın isminin yazması tüm tepkileri Thomas'a yöneltir. 

     Thomas'tan sonra oluşan farklılıklar bitmemiştir. Hala devam etmektedir. Örneğin her akşam kapanan devasa kapılar kapanmamıştır. Bu da beraberinde büyük bir sorun ortaya çıkarır. Izdırap verenler.

    Bu devasa kapılar her akşam kapanır ve Izdırap Verenler denen yaratıklar labirentte dolaşmaya başlarlar. Bu yaratıklar bir insana saldırdığında vücuduna enjekte ettiği zehir ile, eğer panzehir vurulmazsa, onu acılı bir şekilde öldürmektedir. Fakat her akşam kapının kapanmasıyla Kayran'daki çocuklar bu yaratıklardan korunmaktadırlar. Ama o gün kapı kapanmadı. Yani hepsi tehlike altında...


    Kitap gerçekten harikaydı. Beni kendine bağladı ve kitap okumaya yeni yeni başladığım halde bu kitabı çok kısa bir süre içerisinde bitirdim. Fakat bu kitapta da beni rahatsız eden bazı hatalar vardı. Bu hatalar betimleme hataları. Aynı Yıldızın Altında Kitabında olduğu gibi bunda da bazı yerleri kafamda canladırmakta zorlandım. Örneğin Izdırap Verenler adlı yaratığım görüntüsünü canlandırmakta zorlanmıştır. Bir de sonlardaki bazı kısımları canlandıramamıştım. Fakat bunun haricinde kitap ve konu harika. Okumayanınız kalmamıştır ama hepinize tavsiye ediyorum.

     Bir sonraki yorumlayacağım kitap Labirent serisinin ikinci kitabı olan Labirent: Alev deneyleri. Bir sonraki yorumuma kadar kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere.

Betimleme hataları nedeniyle bu kitaba 4 kupa veriyorum.